18 Ekim 2014 Cumartesi

Kobane Günlüğü; IŞİD’e Karşı Eşsiz Direnişle Savaşan Şehrin İçinde 4 Gün (1. BÖLÜM)

Yazan : Heysam Müslim / 15 Ekim 2014


IŞİD’in ve başka birçok medya kaynağının yaydığı yalan ve propagandalara karşı durmak ve milyonlarca Kürde Kobane’de aslında ne olduğunu anlatmak için şehirde kalıp gerçekleri haber yapmayı tercih ettim.

Benim haberlerimin amacı, Kobane’de Kürt soykırımı gerçekleştirmek için terörün her çeşidini aralıksız olarak kullanan IŞİD saldırılarına, eşsiz ve inanılmaz bir direnç ile cevap veren şehrin gerçekliğini ve Kobane’nin canlı olduğunu tüm Kürtlerin bilmesini sağlamak içindir.

IŞİD’inkine ek olarak uluslar arası medya kurumları da Kobane’nin neredeyse tamamen IŞİD’in silahlı elemanlarının eline geçtiğini haber verdiler fakat bu Kobane’nin direncini kırmak için üretilen süzme bir yalandır. Doğru olsaydı ben bu haberi yazıyor olamazdım.

Bazı kaynakların yaydığı propagandaya karşı durmak için şehrimde kaldım. Ayrıca ben burada kendi halkımla beraber ölmek istiyorum çünkü Kobane’yi terk etmek çözüm değil. Burada, Suriye’nin başka yerinde ya da Türkiye’de, Kürtler zaten öldürülüyor. Bu yüzden neye mal olursa olsun kalmayı ve gazeteciliğimle şehrimin direnişine katkıda bulunmayı tercih ettim.

Burada yiyecek, yakıt, silah ve uluslar arası destekten yoksun bir halk IŞİD terörüne karşı inanılmaz bir direnişe öncülük ediyor. IŞİD silahlıları haziran ayı içerisinde Musul ve başka yerlerde Irak’ın beş kolordusunu bir günde yendiler ama Kobane yaklaşık bir yıldır kuşatılmış olmasına, tüm Kürt ve Suriye şehirleri ile bağları kesilmiş olmasına rağmen neredeyse bir aydır direniyor. Kobane direnişiyle zaten bir tarih yazdı ve ben bu trajik ve kahramanca hikayenin anlatıcısı olmak istiyorum.

9 Ekim Perşembe:  Türkiye’nin üstünde sınır geçişlerini izlemek yerine askeri olarak müdahale etmesi için baskı kuruluyor. Fakat hükümet Esad’ın hedeflenmesi ve uçuşa yasak bölge olmadan müdahale etmek istemiyor.

Bu gün, IŞİD’in devam eden korkunç saldırılarına karşı Kobane direnişinin 25. günü. Neresinden bakarsanız, burada olanlar olağanüstü şeyler. Şehrin tüm dış mahalleleri ve içerideki bazı mahallelerinde çok yoğun çatışmalar sürerken, şehirdeki herkes bu tarihsel direnişte ve şehrin savunmasında bir rol oynuyor.

Kuşatma altındaki hayat insanları bir araya getirdi. IŞİD’e karşı direnişi yükseltmek için herkes artık birer gönüllü, doktorlar ve hemşireler hastanelerde ücretsiz çalışıyor, esnaf dükkanlardaki tüm yiyecek, içecek ve malları savaşçılara ve diğer sivillere ücretsiz dağıtıyorlar.

Çocukları cephede savaşan cesur anneler bir araya gelip kim açsa ve ihtiyacı varsa onlar için yemek pişiriyrolar. Para artık önemsiz çünkü herkes elindeki avucundakini paylaşmak istiyor, bu dayanışma ruhunun şehrin savunmasına yardım edeceğini düşünüyor. Herkes büyük bir ailenin parçasıymış gibi davranıyor.

Kobane direnişinin ruhunu ateşleyen sahadaki bu dayanışmadır. Silah tutabilen genç, yaşlı herkes silahlanıp şehri sonuna kadar savunmaya yemin ettiler. Bu gün PYD eşbaşkanı Asya Abdullah ve Kanton hükümeti eş başkanı Enver Müslim’i sırtlarında kalaşnikovları ile savaşın en yoğun olduğu doğuda ki mahallelere giderken gördüm.

IŞİD silahlılarının birkaç önemli binaya sızdığı Doğu mahallelerinde ki çatışmalar artık tam bir şehir gerilla savaşına döndü. Sanayi mahallesi Sina’a başta olmak üzere, doğu bölgeleri sokak sokak çok yoğun çatışmalara sahne oluyor. Ayrıca Miştenur tepesinin sarp etekleri ve Mişar mahallesinde de çok yoğun çatışmalar var.

Hava saldırılarının IŞİD savaşçılarını vururken bir binayı yerle bir ettiği Taxa Araban mahallesinde vahşi bir sokak savaşı sürüyor. Batı mahallelerinde henüz ilerleme kaydedemeyen IŞİD ile savaş sürüyor. YPG ve YPJ savaşçılarının bir iki gün önce IŞİD ilerleyişini durdurduğu Batı Kobane'nin Gulmit köyünde ki bir IŞİD mevzisi uçaklar tarafından vuruldu.

IŞİD’in ayrım gözetmeden sürdürdüğü bombalamalar da devam ediyor. Şehrin iç bölgelerine her on dakikada bir top ya da havan mermisi düşüyor. Patlamaların yıktığı binalardan gökyüzüne yükselen siyah ve beyaz dumanlar gökyüzünü tamamen kaplamış.

Bu normal bir savaş değil, çünkü IŞİD’in silahlıları Kobane içinde yaşayan her canlıyı öldürmek istiyor. Nasıl uyuduğumuzu merak ediyor olabilirsiniz. Artık hiçbir şeyin normal seyrinde olmadığı bu şehirde uyku düzeni de değişti. Aslında insanlar herhangi bir yerde herhangi bir zamanda uyuyabiliyor ama bir saatliğine bile aralıksız uykuya dalmak mümkün değil. Silah sesleri, top mermileri, patlamalar ve şehrin her tarafında gördüğünüz yıkım sahneleri sinirleri bozuyor. İnsanlar hep evlerinin dışında, silahlı ve IŞİD’e karşı savaşmak için alarm halinde. Silahlı güçler için bile nöbet değişimi yok çünkü herkes sürekli olarak tüfeği, tabancası ve bombaları ile yiyor, içiyor ve uyuyor.

Uyumak istiyorsan herhangi bir yerde uyuyabilirsin çünkü etraftaki diğer herkesin alarmda olduğunu biliyorsun ama çoğu zaman dinlenirken aslında uyumayıp, uyuyormuş gibi yapıyoruz. Bir eve girip uyumak istediğimde Kobane’de ki insanların soykırım ile yok edilebileceği ya da herhangi bir anda başıma bir bomba ya da top mermisi düşebileceği fikri aklıma üşüşüyor. Bu durum beni uyumaktan alıkoyuyor ve sanırım buradaki herkes aynı durumda.

Doğru dürüst elektrik, su hatta silah bile yok. Hemen hemen her şeyimiz eksik olduğu için, hemen hemen her şeyi idareli kullanıyoruz. Biraz önce doğu cephesinden dönen YPG savaşçısı, IŞİD’in neredeyse sınırsız mühimmatı olduğunu ve bazen eğlence olsun diye ateş ettiklerini söyledi fakat YPG/YPJ savaşçıları bir kurşunu bile harcamamak için dikkatli nişan almak zorundalar.

Diğer bir deyişle Kürt savaşçılar kurşun ve cephanelerini bile idareli kullanmak zorundalar. Halk içme suyu için kuyular kazdı çünkü IŞİD, şehre su sağlayan boruları uzun süre önce havaya uçurdu. Elektriği jeneratörler sağlıyor, insanlar jeneratörlerin olduğu yerlerde kuyruğa girip telefonlarını şarj ediyor. Yemek, çay ve kahveyi de idareli kullanıyoruz.

Halkın kullandığı bazı silahlar insanı hüzünlendirecek kadar yetersiz. Bu gün iki yaşlı adam gördüm, birinde bir çifte diğerinde ise av tüfeği vardı. Savaşçıların taşıdıklşarı kalaşnikovların kundaklarını bantla sağlamlaştırdıklarını görmek ise son derece normal artık.

Kobane’de ilaç sıkıntısı var. Buraya gelen tüm ilaçlar Kuzey Kürdistan’da ki Kürtler tarafından kaçak yollarla Suruç’tan geçiriliyor. Bu Kürtler ilaçları sırt çantalarında direnişe yardımcı olmak için geçiriyor. Bu gün Halk Meclisi binasında Kobane’ye sırt çantalarında ilaç geçiren bazı beş genç ile tanıştım. Askerlerin ateş ettiğini ve neredeyse vurulacaklarını anlattılar. Buraya Türkiye Kürdistan’ından gelen herkes canını tehlikeye atmış oluyor çünkü Türk devleti sınır geçişini kapattı ve geçmeye teşebbüs edenleri vurmakta tereddüt etmiyorlar. Askerler ayrıca bu gün Kuzeye geçmeye çalışan 158 Kürt sivili yakaladılar. Şu anda Ali Kur köyünde tutuklu bulunuyorlar. Tutuklu bulunanlar arasında telefonunu gizlemeyi başaran bir kızla konuştum, bana askerin kendilerini Kobane’nin IŞİD’in elindeki bölümüne göndermekle tehdit ettiklerini anlattı. Benim kuşatma altındaki şehrimin durumu bu gün böyleydi. Tüm baskılara, ambargolara ve her yönden gelen terör saldırılarına karşın hala hayatta.

Bakalım yarın ne getirecek?